Spiga

Çayın faydası ve nelere iyi geliyor

Günde 8 bardak cay icin ve kendinize gelin hayatımızda olmassa olmasların arasında olan çayın faydası

Günde 8 bardak çay içmek bakın nelere iyi geliyor
İngiltere’de yapılan araştırmalar, günde 8 bardak çay içmenin ömrü uzattığını ve beynin daha hızlı çalışmasını sağladığını ortaya koydu. Dr. Carrie Ruxton, aşırı kafein kullanımının insan sağlığına olumsuz bir etki yaptığını, ancak günde 400 miligramı (8 bardak çay) aşmayan kafein dozunun iş hayatını olumlu yönde etkilediğini ve ömrü uzattığını söyledi. Dr. Ruxton, kafeinin çocuklar için de yararlı olduğunu, fakat bunun 95 miligramla (2 küçük bardak çay) sınırlandırmak gerektiğini söyledi.

Sigarada GDO olabilirmi

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK), sigaralarda kullanılan tütün ve katkı maddelerinin de genetiğinin değiştirilmiş olabileceğini belirterek, yiyecek maddelerine uygulanacak GDO kurallarının sigaralar için de geçerli olmasını istedi

ANKARA - Komiteden yapılan açıklamada, sigaralarda kullanılan tütün ve katkı maddelerinin de genetiğinin değiştirilmiş olabileceğine dikkat çekildi.


Açıklamada, 'Çok uluslu sigara üreticilerinin 1980'li yılardan beri tütün bitkisinin genetiğini değiştirerek daha çok ürün elde etmek, nikotin düzeyini değiştirmek için çalışmalar yaptıkları, biyo-teknoloji firmaları satın aldıkları veya yeni biyo-teknoloji firmaları kurduklarının bilindiği' anlatıldı.

Japonya, Güney Kore, Zimbabwe gibi ülkelerde, Türkiye'de tütün tarımında kullanılmayan GDO teknolojisinin kullanıldığı kaydedilen açıklamada, 'her yıl giderek artan tütün yaprağı alımımız bu yıl 83 milyon kilograma ulaşmış ve hangi ülkelerden nasıl bir teknoloji ile üretilmiş tütün yaprağı satın aldığımız önemsenmemiştir' görüşü ifade edildi.

Sigaralarda kullanılan mısır şurubu, sukroz, kakao gibi genetiği değiştirilmiş bitkilerden elde edilen tatlandırıcı ve sosların sağlığa etkilerinin de yasal uyarı veya beyan konusunda dikkate alınması gerektiği belirtildi.

Tütün kullanımının her şekliyle ve her ürün ile öldürücü olduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye'ye dışarıdan giren tütünlerin ve katkı maddelerinin ilave riskler yaratabileceği kaygısıyla yiyecek maddelerine uygulanacak GDO kurallarının sigaralar için de geçerli olması ve sigara endüstrisinden bağımsız kurulmuş bilimsel laboratuvarların hem tütün hem de katkı maddelerinin analizlerini yapmak üzere donatılması gerektiği belirtildi

Platesle,le nasıl zayıflanır ve egzersiz

Ünlü bir eğitmenden Stott Pilates dersleri almaya başlayan manken Ebru Şallı, "Bu sporu uygulayanların vücudu 30 saatte forma giriyor” dedi.Spora düşkünlüğü ile tanınan ünlü manken Ebru Şallı, Olimpiyat şampiyonlarının 'Stott Pilates' eğitmeni Kanadalı Wayne Seeto'dan ders alıyor. Şallı, Türkiye'de Stott Pilatesi herkese tanıtıp, sevdirme misyonu ve Pilates elçisi olma hedefiyle, eğitimlerine her gün aralıksız 8 saat devam ediyor.



ÜNLÜLERİN SPORU

Madonna, Jenefer Aniston, Elle Macpherson, Karen Kain, Kanadalı atlet Ed Belfour, ünlü tenisçi Martina Navratilova, Jenifer Lopez, Sharon Stone, Martha Stewart, Stott Pilates tekniği ile eğitim alan ünlüler arasında bulunuyor. Şallı bu sporun artık hayatının bir parçası olduğunu söylerken, bunu başkalarıyla da paylaşmak için DVD çıkartacağını açıkladı. İki aylık kursun sonunda kendisine eğitmenlik sertifikası verileceğini söyleyen Şallı şöyle konuştu; "Daha önceden öğrendiğim pilatesin ilk evreleriyle ilgili DVD'im yakında piyasaya çıkacak. Bu DVD'yi doğru takip edip uygulayanlar 30 seansta (saatte) kendilerindeki değişimi fark edebilecekler, karın ve kalça bölgelerinden zayıflayacaklar. Yaza formda girmek istiyorlarsa düzenli beslenme ve pilates yapsınlar."

STRESTEN DE UZAKLAŞTIRIYOR

Pilates zihin ve beden egzersizleri açısından yogayı geride bırakmaya başladı. Stott Pilates tekniği ile yapılan egzersizler, vücuda esneklik ve sağlık kazandırırken, bedenin kendini iyi hissetmesini ve stresten uzaklaşmasını sağlıyor. Stott Pilates çalışmalarında, profesyoneller için geliştirilen profesyonel egzersizlerde, modern anatomi bilgisi ve doğru egzersiz bilimi bir araya getirilerek, pilates egzersizlerine güvenli ve çağdaş bir yaklaşım sağlanıyor

HAMİLELİKTE ANTİBİYOTİK KULLANMAK TEHLİKELİMİ












Amerika,da yapılan araştırmaya göre hamilelikde antibiyotik kullanılması bebeklerde sakat doğmasına yol açıyor.sakat doğan bebelerin çoğunun annelerinin hamilelikte antibiyotik kullandığı ortaya çıktı.Bu antibiyotkilerin sülfamidler, ile nitrofurantoinler, denilen üriner mikrop öldürücülerin olduğu açıklandı.ilk kez idrar yolu tedavisinde kullanılan antibiyotiklerle sakat doğan bebekler arasında böyle bir bağlantı bulundu

KANSERE KARŞI YEŞİL ELMA


Gazi Üniversitesi,nde Saime Küçükkömürler açıkladı: Elma,astım ve kalp hastalıkları riskini azaltıyor,Kanser hücrelerinin çoğalmasını önlüyor.Düzenli elma yemek sağlıklı bir hayat sağlıypr.Elma sağlık açısından tıp tarihinde de çok önemli yeri var.Taze elma iyice yıkanarak yemelidir.hasımsızlığı kolaylaştırır.bağırsaklarada çok faydası vardır.

Dr.Nihat hatipoğlu kurban kesmek nedne vacip

Kurban kesmek Vacip bir ibadettir.Peki neden Farz değilde Vaciptir?Bu konu hakkında bilgi vermek istedim.Zira bazı kişilerin bu şekilde itirazları veya kafalarına takılan durumları var.Diyorlarki;Kuran-ı Kerimde Kurbanla ilgili ayetler var o halde neden farz değilde vacip?İşte açıklaması :
Vacip: Kelime anlamı gerekli ve lüzumlu olan, demektir. Farzın karşılığında bir terim olarak vâcip, sadece Hanefi Mezhebinde vardır ve aynen farz gibi ALLAH’ın, ya kendi kelâmıyla ya da Elçisinin sözüyle kesinkes yapmamızı istediği şeylerdir.
Farz ile aralarında fark vardır: Vâcibi anlatan emrin, ya ALLAH’ın Elçisine ait olup olmamasında, ya da istenen şeyin öyle mi, ya da böyle mi olduğunda, ufak da olsa bir şüphe vardır. Bu şüphe yüzünden farz derecesinden biraz aşağı düşmüştür. Ikinci bir fark, vâcibi inkâr eden, yine bu şüphe yüzünden dinden çıkmış olmaz, ancak günah işlemiş olur.
Bu yüzden Kurban kesmek, farz değil de vâciptir. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’de: “Artık Rab’bin için namaz kıl ve boğazla” (K. Kevser (108) 2.) denmektedir. “Kurban kesme ile namaz kıl” emri, yan yana geldiğinden “namaz kıl” emri, bazı alimlerce Bayram Namazı’na işaret sayılmış; bazılarınca da her gün kılınan beş vakit namaz olarak anlaşılmıştır. Böylece ayet-i kerimenin delaletinde ittifak maydana gelmediğinden Hanefiler’ce, Bayram Namazı farz değil vacip sayılmıştır.
Yine “kurban kes” emri bazılarınca, sadece peygamberimize mahsus sayıldığından ayetin dalaletinde ittifak sağlanamamıştır. Bunun için Kurban, vacip kabul edilmiştir.
Vacip, amel bakımından farz gibidir. İşleyene sevap, özürsüz terk edene ceza vardır. Fakat i’tikad bakımından farz gibi değildir; inkar eden dinden çıkmaz.
Hz. Peygamber (s.a.s)’in de “İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” (İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321) şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahâsı kurban kesmenin vâcip olduğu görüşündedirler (Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-31, XII, 8; Kâsânî, Bedâyîu’s-Sanâyi’, Kahire, 1327-28/1910, V, 61, 62; el-Fetâva’l Hindiyye, Bulak 1310, V, 291).
Bu konuda İmam Malik’ten iki görüş nakledilmektedir ki, bu görüşlerden birisine göre kurban kesmek vacip, diğerine göre ise müekked sünnettir. Bilindiği gibi, Maliki içtihat sistematiğinde vacip terimi, Hanefilerin farz teriminin karşılığıdır. Zira Maliki, Şafii ve Zahiriler başta olmak üzere, müçtehit imamların çoğunluğuna göre, özellikle de ibadet konularında farz – vacip ayrımı bulunmamakta ve bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır.
Maliki mezhebinde, kurban konusunda İmam Malik’in iki görüşünden vacip (farz) olduğuna dair görüşü değil, müekked ayni sünnet olduğuna dair olan görüşü mezhepte ağırlık kazanmıştır. Maliki mezhebindeki müçtehitlerden, kurban kesmenin vacip (farz) değil müekked sünnet olduğunu kabul edenler de, kurbanı diğer müekked sünnetlerden daha üst derecede gördüklerinden dolayı, sünnet olduğunu söylerken de, özel olarak önemini vurgulayan ifadeler eklemektedirler.
Görülüyor ki, kurbanın hükmü konusunda, Malikilerin görüşüyle Hanefilerin görüşü, büyük ölçüde paralellik arz etmektedir.
Diğer Mezheblere göre ise Kurban kesmek sünnettir.

dr.kenan demirkol gdo karşı nasıl beslenmeliyiz


İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Kenan Demirkol, genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) kısırlığa neden olduğunu söyledi. 1.5 yaşındaki bir bebekte bile genetiği değiştirilmiş ürünlerin etkilerinin görülmeye başladığını belirten Prof.Dr. Demirkol, bu ürünlerin geleceğimizi tehdit ettiğini, en kısa zamanda önlem alınması gerektiğini belirtti.
Ziraat Mühendisleri Odası’nın davetlisi olarak Denizli’ye gelen ve TMMOB Konferans Salonu’nda ‘Küresel Şirketlerin Yeni Silahı, Gıda ve Beslenmenin Demokratikleştirilmesi’ konulu konferans veren Prof.Dr.


Demirkol, kısa bir süre önce genetiği değiştirilmiş ürünler yüzünden 1.5 yaşındaki bir bebekte tüylenme tespit edildiğini söyledi. GDO’lu ürünlerin kısırlığa da neden olduğunu, fareler üzerinde yapılan araştırmalarda GDO’lu domatesleri yiyen farelerin üç nesil sonra kısırlaştığının görüldüğünü kaydeden Prof.Dr. Demirkol, “İnsan ömrü fareden uzundur. İnsanların 30 yaşında evlendiğini düşünürsek, bizim de bunu anlamamız için 100 yılık bir zaman geçmesini mi beklememiz gerek. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ticaretinin yaygınlaşması için ABD dünyaya baskı yapıyor. Ürün çeşitliliğini yok ederek, herkesi GDO’lu ürünlere mahkum etmeyi, sonunda ise tüm dünyaya hükmetmeyi hedefliyor. GDO, aslında bir egemenlik sorunudur” dedi.
Bu ürünlerin kullanımının “Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yasaklandığı” söylentilerinin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Prof.Dr. Demirkol, sadece kısıtlamalar getirildiğini, ancak ürünlerin üzerinde GDO’su değiştirilmiş etiketi ile satışına izin verildiğini kaydetti.Türkiye’nin çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Demirkol, “Dünyada şu anda 80 çeşit bitkinin genetiğinin değiştirilerek üretimi yapılmakta. Yoğurt sanayisinde dahi bu tür üretimler yapılıyor. Büyük bir oyun içindeyiz. Ülkemizde bu konuyla ilgili olarak bir an önce önlem alınmalıdır. Geleceğimiz risk altındadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bu ürünlerin üretimini ve ticaretini yasaklayan Biyogüvenlik Yasası’nı zaman geçirmeden çıkarmalıdır” diye konuştu.

Domuz gribin den korunmanın formülü

Antalya'daki İlk Domuz Gribi Vakasının Tespit Edildiği 24 Haziran'dan Bugüne Kadar 115 Şüpheliden 33'ünün Test Sonuçları Pozitif Çıktı. Domuz Gribi Hastalarından 12'sinin Türk Vatandaşı, Geriye Kalanların İse Tatil İçin Antalya'ya Gelen Yabancılar Olduğu Belirtildi.
Antalya'daki ilk domuz gribi vakasının tespit edildiği 24 Haziran'dan bugüne kadar 115 şüpheliden 33'ünün test sonuçları pozitif çıktı. Domuz gribi hastalarından 12'sinin Türk vatandaşı, geriye kalanların ise tatil için Antalya'ya gelen yabancılar olduğu belirtildi. Antalya Valisi Alaaddin yüksel, domuz gribiyle ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi. Valilikte gerçekleştirilen toplantıya İl Sağlık Müdürü İbrahim çetin. ile İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay da katıldı. Vali Yüksel, kamuoyunda domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsüyle ilgili yaşanan süreç ve alınan önlemler hakkında bilgi verdi. Dünyada yaklaşık 5 bin kişinin ölümüne neden olan domuz gribiyle ilgili önemli açıklamalar yapan Vali Alaaddin yüksel, Antalya'da ilk domuz gribi şüphesinin 4 Mayıs'ta yaşandığını, ancak yapılan tahlillerde hastalığa rastlanmadığını bildirdi. İlk pozitif vakanın ise 4 ay önce yaşandığını belirten Vali Yüksel, "4 aylık süreçte 115 domuz gribi şüphelisinden numune alındı ve bunlardan 33'ünün sonucu pozitif çıktı. Bu vakaların büyük çoğunluğunu, seyahatle yurtdışından gelen yabancılar oluşturdu. Hepsinin tedavileri yapıldı ve sağlıklarına kavuşup ülkelerine döndüler." diye konuştu. Bundan sonraki süreçte salgınla ilgili kamuoyunu bilgilendirme konusuna önem vereceklerine değinen Yüksel, bu amaçla Sağlık İl Müdürlüğü bünyesinde bir birim oluşturulacağını ve günlük basın bülteni yayınlanacağını söyledi. Yüksel, "Antalya halkından hiçbir şey saklamadık, eğer hastalıkla ilgili istikamet değişirse halkı bilgilendireceğiz." dedi. Gerekli önlemleri aldıklarını, hastalığa teslim olmadan Antalya'da hayatın normal seyri içinde devam etmesini amaçladıklarını kaydeden Yüksel, alışveriş merkezleri, sinemalar gibi toplu kullanım alanlarında domuz gribiyle ilgili bilgilendirme broşürleri dağıtılacağını söyledi. Konuyla ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarının aralıksız sürdürüleceğine dikkat çeken Yüksel, "Hastalığı ne hafife alacağız, ne de abartarak halkın telaşına neden olacağız." dedi.

Domuz gribin aşısının yan etkileri


Domuz gribi aşısının tehlikesi ve riskleri ve yan etkileri gün gectikce ölüm sayısı artıkca daha neler gelecek


Domuz Gribi aşısı yaptıracaklara, aşılar uygulanmadan önce bazı bilgilendirme formları dağıtılıyor. Bu formlarda aşı yaptıracak kişilere aşının yan etkileriyle ilgili Sağlık Bakanlığı’nın uyarıları da bulunuyor


ANKARA - Türkiye'de, İtalya'da üretilen "fosetria" adlı H1N1 aşısı uygulanmaya başlandı. Aşı olacaklara hastanelerde bilgilendirme formları da dağıtılıyor. Formlarda aşının kimlere yapılmayacağına ilişkin uyarılar var. Buna göre, yumurtaya karşı allerjisi olanlar, önceki grip aşılarına allerji gösterenler, çevresel sinir sistemi bozukluğundan kaynaklanan gbs sendromu geçirmiş kişiler ile kauçuğun hammaddesi olan latex'e allerjisi olanların aşı olmamaları isteniyor. 38 derece ve üstü ateşi olanlar da aşı yapılmayacak gruplar arasında yer alıyor.
Bilgilendirme formunda aşının yan etkilerine ilişkin uyarılar da var. Buna göre, aşı uygulanan yerde kızarıklık, hassasiyet ve şişlik oluşacak, baş, kas ve eklem ağrısı yaşanabilecek. Ateş, mide bulantısı, terleme, üşüme ve titreme ile lenf bezlerinde şişlik de yan etkiler arasında.
Formda, çok nadiren görülebilecek korkutucu yan etkilere dair uyarılara da yer veriliyor. Ciddi allerjik reaksiyonlar, beyin dokusu, sinir, böbrek ve damar iltihabı, bilinç kaybı ve istemli kaslarda şiddetli ritmik kasılmalar, yüz felci ve solunum sistemi rahatsızlıkları bunlar arasında sayılıyor.

Bilgilendirme formunda bu ağır yan etkilerin, yıllardır kullanılan mevsimsel grip aşılarında zaman zaman görüldüğü hatırlatılıyor. Domuz gribi aşılarında bu tür belirlenmiş yan etkilere şu ana kadar rastlanmadığı, sadece görülebileceği varsayımından yola çıkılarak bu uyarıların yapıldığı vurgulanıyor.

Kurban kesmek için bıçak önceden bilenip hazırlanır ve hayvanın göremeyeceği bir yere konulur. Sonra hayvan ayakları ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sol tarafına yatırılır. Hayvanın sağ arka ayağı serbest kalmak şartıyla diğer ayakları bağlanır. Bundan sonra tekbir ve tehlîl getirilir. Arkasından "Bismillâhi Allâhü ekber" denilerek, hayvanın boynuna bıçak vurulur. Nefes ve yemek boruları ile şahdamarı denilen iki ana damarı kesilir. Hayvan soğumaya bırakılır, kanının akması beklenir ve sonra derisi yüzülür. Hayvanı elinden gelirse, kurban sahibinin kendisinin kesmesi menduptur. Kendisi kesemezse, bir müslümana kestirir. (1)


II.
Hayvan incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye karşı sol tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı da bağlanır. Sonra kesecek olan: "Allahü ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü ekber ve Lillahilhamd. Bismillâhi Allahü ekber'' der, ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser. Sadece "Bismillâhi Allahü ekber'' diye kesse de olur. Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile iki şah damarının kesilmesi gerekir. Kurban kesildikten sonra sahibi, Allah rızası için iki rekat namaz kılar, sonra da dua ederek Cenâb-ı Hak'tan dileklerde bulunur.
Kurban Niçin Kesilir? Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için kesilir. Allah'tan başkası adına hayvan kesmek haramdır ve böyle yapanlara Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Allah'tan başkası nâmına hayvan kesene Allah lânet etsin" şeklindeki ifâdeleriyle uyarmıştır. (1)

Kurban kimlere düşer kimlere farz

Kurbanlıktan tüylerinin kırpılması ve sütünün sağılması suretiyle faydalanmak mekruhtur. Eğer kırpılmış ise tüyü ve sütlü ise sütü sağılıp tasadduk edilir. Hatta karışmasın diye alâmet olmak üzere alman tüyleri bile tasadduk etmek gerekir. Eğer kullanılmış ise parası tasadduk edilir. Kurban kesildikten sonra derisi satılmış ise parası tasadduk edilir. Ancak deriden mest, seccade vb. şekilde istifâde edebileceği gibi eve demirbaş eşya almak üzere satmakta da bir sakınca yoktur. Kurbanın eti konusunda en faziletli tutum üçte birini tasadduk, üçte birini dostlara ikram, üçte birini de evde alıkoymaktır. Kurbanlık yapmak üzere satın alınan bir hayvan satılıp yerine başka bir hayvan almak câizdir. Eğer paradan arta kalan olursa tasadduk edilir. Kurbanlığa binmek, onunla yük taşımak veya herhangi bir iş için ondan istifade etmek mekruhtur. Eğer hayvan kullanılır ve değeri noksanlaşırsa eksilen kıymeti tasadduk etmek gerekir. Kiraya verilmiş ise kiradan elde edilen para da tasadduk edilir. Kurbanın eti, yağı, başı, tüyü, sütü vb.lerinin satışı câiz değildir. Eğer satılmış ise tasadduk etmek gerekir.